Fransa

Paris – Louvre Müzesi

2

Paris’in yeri bende çok ayrıdır. Gittiğim her yeri çok sevsem de, kendimi bazı şehirlerde evimde gibi hissetsem de Paris’in kalbimde yarattığı his bambaşka.

Paris ile ilgili ilk yazımın Louvre olmasının da tabi ki bir nedeni var.

Peki neden mi ?

Çünkü Louvre 3 cümleye ,1 paragrafa ya da 2 espriye sığdırılamayacak kadar , başlı başına bir yazıyı hakkedecek kadar özel bir yer.

Çünkü tüm yollar Louvre’a çıkıyor. Birine yol tarifi vermek istesen kesin cümlede bir Louvre kelimesi geçer.

Çünkü Paris’in , her düşüncenin aksine sadece romantik bir şehir değil de , tek başına ya da kız arkadaşlarla da gidilebilecek bir şehir olduğunu ispatlamak için. Paris öyle bir şehir ki , isteyene romantik olabilir, isteyene tarihsel, isteyene şiirsel, isteyene müzesever, isteyene eğlenceli, isteyene sıkıcı, isteyene çocuk tarafını gösteren, isteyene parizyen görünebilir.

Çünkü paha biçilemez eserlere sahip. 35.000 eseri bir sarayda sergilemek ve onları bir arada görmek paha biçilemez. Çünkü neden bulmak istesen sadece bulacağın nedenler ile bile uzunca bir yazı yazabilirsin.

Çünkü müze gezmeyi bana sevdiren yer.

Çünkü sabahın köründe kalkıp, hızlıca hazırlanıp, kahvaltı yapıp, koştur koştur gittiğin ve bir miktar sıra bekledikten, sıcak bastırmaya başladıktan sonra giriş yapabildiğin yerdir Louvre.

Çünkü işin bir de tarihçesine bakarsak ; 13.yy başlarında Kral Philippe Auguste tarafından kale olarak yaptırılan ve böylelikle ilk şeklini alan, Kral V. Charles tarafından malikane olarak kullanılan, müze haline Napolyon tarafından getirilen ve şimdiki halini 1932 yılında alan, 1871 yılında büyük bir yangın geçiren ve Fransa’nın ilk devlet müzesi olma özelliği taşıyan yer.

Çünkü….. 🙂 🙂 🙂

Louvre müzesinin ana girişi 1989 yılında inşaa edilen cam piramit alanıdır. Geniş bir alan , bilet gişeleri ve tabi ki kuyruklar yine… Haritanı kap, kendine bir yol belirle ve başla gezmeye. Sakın bir kaç saatte gezip bitirebileceğini de düşünme. Uzun uzun, dinlene dinlene, keyif ala ala gez.

Müzenin  3 adet kanadı mevcut.

  1. Denon
  2. Sully
  3. Richelieu

Kendi seçimine göre istediğin kanattan gezmeye başlayabilirsin. Oradan bir kulaklık alıp bilgileri dinleyebilirsin , harita alıp her heykelin , resmin altına bakıp , bilgileri okuyarak ilerleyebilirsin , bir tur ayarlayabilirsin, içinden nasıl geliyorsa öyle gezmelisin.

Aynı zamanda -2 , -1 , 0 , 1 , 2 olarak 5 kattan oluşmakta. Her kat her bölümün bir renk kodu mevcut. Daha detaylı anlatım , herkesin kendi gözleri ile gördüğü, ayaklarının şişerek ama vazgeçmeyerek yürümeye devam ettiği, fotoğraflarını çekerek kendinde sonsuzlaştırdığı yerde.

20170122_133543.jpg

Beni en çok etkileyen 3 eseri takdim etmekten gurur duyarım.

Mona Lisa

Louvre un simgesi haline gelen ve gülüşü ile ilgili yıllarca çözülemeyen bir sırrı taşıyan Leonardo da Vinci’nin en önemli eserlerinden olan Mona Lisa… Çok tartışmalı , çok enteresan özelliklere sahip bir eser. Neden kaş ve kirpikleri yok mesela , ve kim o kadın , gülüşü neden belirsiz gibi bir çok soruya çeşitli araştırmalarla cevap verilmeye çalışılsa da sanırım Leonardo da Vinci’nin ölümsüz bir sırrı olarak kalacak. Önünde uzunca bir kuyruk olan , sıranın en başında dahi olsanız cam bir alanda sergilenen ve yakınına yaklaştırılmayan eser. Kalabalığı yarmaya çalışırken komik komik şekillere gireceğiniz ama asla hayallerinizdeki fotoğrafı cekemeyeceginiz eser. Ama tabi ki görülmeye değer eser..

20170122_004303.png

Kanatlı Zafer Heykeli

Louvre müzesinin en güzel eserlerinden biri. Helen dönemini yansıtmaktadır. Heykeli ihtişamlı kılan kanatları ve elbisesinin detayları bence . Söylentilere göre zafer çığlığı atan bir kadın figürü kendisi. Bir başka görüşe göre gelenleri eliyle selamlayan bir figür. Kolları ve başı hala bulunamamış olsa da zarafeti ve görkeminden hiç bir şey kaybetmemiş kesinlikle.

wp-image-1528225800png.png

 

Psyche Revived by Cupid’s Kiss ( Aşk Tanrısı Cupid’in Psyche’yi Öpücükle Hayata Döndürdüğü An )

Mitolojik hikayelere bayıldığım gibi Cupid ve Psyche’nin hikayesine de bayıldım. Aşkı o kadar güzel gözler önüne sermiş ki…  Duruşları , ölümsüz bir anı , bir aşkın güzel derinliğini gözler önüne seriyor sanki. Roma mitolojisinde Cupid , Yunan mitolojisinde Eros… Ülkelerin birinde güzelliği dillere destan bir prenses yaşarmış. Bu prenses öyle güzel , öyle güzelmiş ki , insanlar Afrodit yerine bu prensese tapmaya başlamışlar. Bu prensesin ismi Psyche imiş. Kıskançlıktan ne yapacağını bilemeyen Afrodit oğlu Cupid’e , Dünya’nın en çirkin insanı ile Psyche’yi aşık etmesine söylemiş. Ancak Cupid güzeller güzeli Psyche’yi görünce aşık olmuş. Rüzgar tanrısının yardımı ile prensesi kaçırmış. Ancak bir ölümünün bir tanrıyı görmesi yasak olduğundan kimliğini kızdan saklamış. Aradan zaman geçmiş Prenses ailesini deliler gibi özlemiş ve gitmek için izin almış. Gittiğinde kıskanç kardeşleri tarafından içine kurt düşürülmüş ve eşinin bir canavar olduğunu söylemişler. Merakına yenik düşen prenses , döndüğünde kandili yakarak Cupid’i görmüş ve yakışıklılığı karşısında dili tutularak , kandilin yağını Cupid’in üzerine dökmüş. Cupid aniden uyanmış ve prensesi kendisine bakarken yakalamış, kendisini hayal kırıklığına uğratması nedeni ile prensesi terk etmiş. Çünkü prenses sözünde durmamış. Bunun üzerine Psyche Afrodit’ten yardım istemiş. Afrodit yerine getirilmesi zor 4 görev vermiş. Bir şekilde bu görevleri yerine getiren Psyche Cupid ile barışmış ve tanrılar tarafından ölümsüzleştirilmiş ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar. Eser Antonio Canova tarafından yapılmış.

wp-image-591170783png.png

Tabi ki herkese göre değişiyor Louvre’da etkileyen eserler. Kimisi Antik Yunan’dan etkilenir , kimisi heykellerden, kimisi resimlerden, kimisi Louvre’un tavanlarından, kimisi Antik Mısır’dan , kimisi İslam Sanatından. Dile kolay bugüne kadar gelmiş ve hepsinin içinde özel bir anı olan , inanılmaz duygularla yapılmış , müthiş bir geçmişe sahip , dikkatle korunan, filmlere ve kitaplara ilham olmuş 35.000 eser. 35.000 eser 10 adet başlık altında toplanmış. Louvre’un sahip olduğu koleksiyonların başlıklarına gelirsek ;

Louvre ‘un Koleksiyonları

  1. Fransız Tabloları
  2. Fransız Heykelleri
  3. Antik Mısır ( En sevdiğim ve etkilendiğim bölümlerden biri daha 🙂 Birlikte bu geziyi ayarladığımız en yakın arkadaşımın, ay ne eğlendik ve de 🙂 , firavunların el hareketlerinin bile bir anlamı olduğunu söylemesi ve beni yönlendirmesiyle, bakış açımın değişmesi de etken tabi ki 🙂 🙂
  4. Antik Yunan
  5. İtalyan Tabloları
  6. İtalyan Heykelleri
  7. Flemenk Resimleri
  8. Doğu Sanatı
  9. Objects D’art
  10. İslam Sanatı

 

 

Louvre müzesi tüm bu koleksiyonlar ile Dünya’yı kendi bünyesinde taşıyan ve yaşatan yegane yer. Herkesin görmesi , o atmosferi yaşaması , her eserde o dönemi yaşaması, hissetmesi gereken bir yer. Belki her eserinden geçmişini araştırmak , detaylarına girmek, düşünmek, düşündürmek… Hangi hikayenin, mutluluğun ya da mutsuzluğun o eserlere ilham kaynağı olduğunu hayal etmek… İşte sırf bu hayal için bile gidilesi bir yer 🙂

Louvre aynı zamanda saray olması vesilesi ile uzun yıllar boyunca kralları ve kraliçeleri, sanatçıları, heykeltıraşları ağırlamış bir yer. Tüm o koridorları, tüm ihtişamları ile arşınlamış olan kişiler, masalarında yemek yemiş, özel davetler vermiş ve kim bilir kaç tane aşk hikayesine ev sahipliği yapmıştır.

  1. V. Charles
  2.  II. Henri
  3. Catherine de’ Medici
  4. IV. Henri
  5. XIII. Louis
  6. XIV. Louis
  7. Avusturyalı Anne
  8. Guillaume Coustou ( heykeltıraş )
  9. Edme Bouchardon ( heykeltıraş )
  10. François Boucher ( sanatçı )

Bu ünlü sarayımız , Fransız devriminden sonra Napolyon’un isteği üzerine müze halini alıyor ve ölümsüzleşiyor. Bu arada Louvre müzesinin ismini, İngilizce ‘lower’ kelimesinden aldığı söylentiler arasında 🙂

 

 

 

 

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s