Basel şehri, İsviçre, Fransa ve Almanya olmak üzere üç ülkenin ortak sınırı. Ne kadar havalı değil mi? Ren Nehrinin iki kıyısında. Avrupa ve Asya yakası gibi, birbirine bağlayan 5 köprü. Ama tabi daha küçük, birazcık sıkıcı, daha az kalabalık, baya baya sessiz, korna vs sesleri neredeyse hiç yok, belli bir saatten sonra insanlar nereye kayboluyor gerçekten anlaşılamayan, bol bol müzesi olan, sanata doyulan güzel yer.
İsviçre, hayatta göremeyeceğiniz şekilde yemyeşil, gökyüzü başka mavi.
Mayıs sonu itibariyle sıcaklık 30 derecenin üstü. Bikinini kap gel, hatta giy gel, su geçirmeyen bir çanta al, sıcakladığın an, şehrin yerlileri gibi, kıyafetlerini çantanın içine at, birlikte nehre atla, akıntıya kapıl, yorulduğun yerde çık, kıyafetlerini giy. Efsane olay değil mi ? 🙂
Al harita sokaklarda kaybol, istediğin yerde otur bir şeyler iç, arkadaşlarınla bolca sohbet muhabbet, yıldız haritası analizleri, şehir hakkında yorumlar, kadın erkek ilişkileri, hayata dair her şey… Zamanı unut, sadece bulunduğun yere odaklan, anın tadını çıkar, gençleş, yüz bin milyon fotoğrafın olsun, sen arasından en güzelini seç, arada paylaş tabi, yazılar yaz, notlar al, belki biraz alışveriş ama pahalı yer dikkatli olmak gerek, gez, bolca kahkaha at, parklarda dinlen, müzik dinle, koleksiyonlarına yenilerini ekle, yeni yerler gör, yeni şeyler öğren… Yaptığımız şeyler işte bu kadar basit, hayatın karmaşıklığından bir an için uzak kalıp, başka bir zamanda, başka bir diyara dalıyorsun, kayboluyorsun, kaybolmanın bile keyifli olduğunu anlıyorsun, ailenle ve dostlarınla, güzel anılar, güzel anlar ekliyorsun hayatına. Ve unutmamak için yazıyorsun.
Hadi daha çok gezmeli, görmeli, keşfetmeli, okumalı, izlemeli, keyifli keyifli zamanlara o zaman… 😉