Günlerden cumartesi…
Günlerden Besiktaş… Kazanılan bir maç… Coşku , sevinç , hüsran… Keyifle yapılan geyikler , şakalaşmalar … Nasıl kaçırdık o golü yorumları …
Ve sonra bir ses , gök gürültüsünü andıran…
Sesin nereden ve neden geldiği anlaşılamadı önce. Ama huzursuz etti insanı. Bir sıkıntı çöktü yüreklere.
Bir koşu haber kanallarına bakıldı. Hiç bir bilgi akışı görülemedi. Sonra sosyal medyadan tek tek dökülmeye başladı bilgiler. Saniyeler , dakikalar , saatler geçtikçe durumun vahameti çıktı ortaya.
Panikle sevdiklerini , arkadaşlarını, yakınlarını aramalar… Şükürler olsun iyisinler … Gözyaşları … Sonra şehit haberleri… Yine gözyaşları … Dualar … Allah rahmet eylesin cümleleri …
Gencecik yaşamlar , yaşadıkları , yaşayamadıkları, umutları , geride bırakmak zorunda kaldıkları …
Büyük acılar… Telafisi olmayan yanan yürekler…
Kelimelerin boğazda düğümlenmesi…
Hani hep diyoruz ya insanlığın bittiği yerdeyiz.
Değiliz aslında. İnsanlığı bitirip magmaya iteli çok oldu.
Şimdilerde ne yaşıyoruz , ne de yaşayamıyoruz. Tesadüfi olaylar silsilesinin içerisinde sürüklenip gidiyoruz. Nereye sürükleniyoruz , onu bile bilmiyoruz. Sadece yaşadığımız üzüntü ve kaybolmuşluk hissinde boğuluyoruz.
İşte bu , bir hafta sonu yaşadıklarımızın kısa bir özeti…